7 Şubat 2009 Cumartesi

"ölü erkek kuşlar"dan

"aşk da bir örgütlenmedir."

"ben içinde bulunduğum anda ayırdına varamam mutlu olduğumun. ama belki on yıl sonra bir sabah uyanırım ve bu anı anımsarım."

"acıyla besleniyordum belki de."

"kim öğretmişti bana sevmenin tükenmekle eşanlamlı olduğunu?"

"aşk içinde yarattığımız insanın o insan olmadığını, onda var saydığımız değerlerin birine bile sahip olmadığını anlamamız niye bu kadar uzun sürüyor, diye soruyorum ona.
aslında uzun sürmüyor, görüyoruz ama kabul etmek istemiyoruz, diyor."

"sevmeyi ölçüye vuramaz insan."

"yaşamın en temel gerçeğinin yalnızlık olduğunu kavrıyorum. insan bu temel üzerinde yükseliyor. yalvarma, ağlama ve yemin etme. kapılarını kapat. öyle sıkı kapat ki bir daha kimse, hiçbir zaman senin o zedelenmiş yalnızlığına adım atamasın."

"insanın mantık ve duygu eğrileri birbirine paralel çizgiler halinde gelişmiyor. mantık eğrisi hızla yükselip gerçeği görüyor, oysa duygular ağır seyrediyor. mantık erkek, duygular ise dişi bir seyir izliyor senin anlayacağın."

"bulaşık tasında köfte karılmaz."

"fark eder mi? fark etmez'lerle acılarını, yoksunluklarını gizlemeye uğraşıyorlar, acıyı bile gülünç bulmaya, önemsememeye, en azından başkalarına karşı önemsemez görünmeye çalışırlarken daha çok yakıyorlardı kendi canlarını."

"erkekler zayıftır. bencil, korkak ve ikiyüzlüdürler. zavallılar kendi erkekliklerini taşımakta nasıl da zorlanırlar. bu arada içten içe sezerler kadınlardan hiçbir biçimde üstün olmadıklarını ve korkularını bastırmak, gizlemek için kabalaşırlar. sevgisizlik onları hainleştirir."

"bize bakıyor. sezmesin kimse ruh inceliğini, gerçekte kırılıp dökülür olduğunu, kabuğunu ne kadar kalınlaştırmış olursa olsun zedelenmeyecek kadar sertleştirememiş olduğunu diye, nasıl olması gerekiyorduysa öyle olabilmiş gibi bakıyor."

"aynalar gerçeği değil, kendi gözümüzdeki bizi yansıtıyor. tek başına anlamı olmayan bir şey güzellik. insanın genel havası, kişilik."

"her şeyin baştan aşağı yanılgı olduğunu anlamama kadar geçecek süre içinde yaşayabileceğim güzellikler çekiyor beni."

"bir yerlerde oynanıp duran oyunlar bunlar. benim bilmediğim kuralları, kuraldışı, kesinlikle söze dökülmeyen özel davranış biçimleri, görülenden farklı anlamlar taşıyan işaretleri olan oyunlar. birtakım insanlar bu oyunları, kanıksama ve sıkıntı dolu yaşamlarını çekilir kılmak için oynuyorlar."

"aşk, büyüklerin oyunu, yeniden çocuklaşmak, büyü, rengi atmış yaşamlarımızın çocukluktaki parlak renklerle dolu dünyaya dönüşmesi birden."

"hiçbir zaman bitmez, diyor, ellerime bakarak. çok sonraları, başkaları, başka kaygılar, başka sevgiler olduğu zaman bile bitmeyecek bir şey bu. anımsayabildiğimiz sürece aynı tazelikte kalır bu an."

"bir insanı sevmenin, tutkuyla sevmenin son noktasında beklentilerin uyuşmazlığı keskin bir biçimde ortaya çıkıyor ve o noktadan sonra nefret boy vermeye başlıyor."

"hiçbir erkek, kadınların sandığı kadar güçlü ve dayanıklı değildir."

"bundan sonra kimseyi sevmeyeceğim. hiçbir erkek dokunamayacak bana. sakınmanın ve esirgenmenin ne olduğunu öğreneceğim."

"uzun süre istanbul'a dönmeyeceğim. benim gibi modası geçmiş aşklar yaşamayan, günün moda insanlarının orası. gündelik birlikteliklerin taptaze, aşınmamış duygularıyla yaşlanmaya direnen, benliklerine ve belleklerine aşkın yüceliği kazınmamış özgür kadınların. ben geri kalmış biriyim.
zayıflıklarını geceleri buruşuk çarşaflar üstünde, bar masalarında ve kapı önlerinde hoyratça çözüp dağıtan biricik, vazgeçilmez erkeklerin o kent. ince bir kadının bir aynanın karşısında saçlarındaki firketeleri çıkarırkenki kırılganlığını göremez olmuş erkeklerin."

"nicedir kendimi bunca yürekli bulduğum olmamıştı. bunca yorgunken bunca kahraman. bunca acı çekerken bunca iyimser, bu kadar hüzünlüyken böylesine mutlu."

"çoktandır olabileceklerle gerçek olaylar, yaşanabileceklerle düşlenebilecekler arasında büyük çelişkiler ve aykırılıklar olmadığını biliyorum artık. hem sonra anlatılması gerekenler olup bitenler, olup bitecekler değil; herkes biliyor bunu. önemli olan bu dünyada insanın düşebileceği ve düşleyebileceği tüm tuzakları görebilmek."

inci aral

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder