6 Mart 2009 Cuma

"çılgın kalabalıktan uzak"tan

"kimileyin bir şeyi yakından ve uzun uzun inceleme fırsatımız olsa da, onu gözle değil yürekle görürüz, yüreğimizin isteğine göre biçimlendirir, renkler ekleriz."

"insan, vazgeçmek için kendini zorladığı şeye aynı ölçüde sadık kalıyor."

"genç kızın gidişiyle oak'a gösterdiği çare olan ayrılık, belli yaradılıştaki insanlarda umulan sonucu veriyorsa da; diğer insanlarda, hele ki sevgileri olağan ve durgun görünse de köklü ve kesintisiz olan insanlarda, uzaklardaki sevgilinin kusursuz bulunması sonucunu doğurabilir."

"uzun uzun düşünüp bir plan yaparak, onu uygulamaya koymak için uygun zamanı beklemektense, her şeyi talihe bırakıp ne denk gelirse rıza göstermek, ne yapacağını ona uygun düzenlemek daha iyidir."

"felaketler insanın korku duygusunu işlevsizleştiren en iyi ilaçlardır."

"insanlar bir şeyin tekrarlanacağına öyle inanırlar ki, bu duygu onlarda bir kesinlik halini alır."

"erkeğin en saf olduğu zamanlar, sevdiği ya da sevmekte olduğu kadının cazibesini dinlediği zamanlardır. bir çocuk bile bir şey söylese, bir bilgenin fikirlerini dinler gibi dinler. artık içi rahattır."

"her devinim, her bakış, her sözün bilinen anlamı dışında sırları olması gerekirdi."

"bir kötülüğe izin vermeme arzusunun vaktinde duyulduğuna az rastlanır."

"aşkı ideal haline getiren büyük yardımcılar burada hazırdı: onu tesadüfen, kimi zaman uzaktan görmek, onunla kişisel ilişkisinin olmaması, göz tanışıklığı olması, söz yabancılığı çekmesi. sevenle sevilenin birbirlerini ziyaret edecek halde olmaması, tavır ve davranışlardaki maskeler."

"sessizliğin bazen tuhaf bir özelliği vardır; duygunun çerçevesinden kurtulmuş, aylak, çıplak bir ruha benzemek. öylesi anlarda sözlerden daha etkilidir."

"en temiz sevgilerin, en eşsiz sunumları hiçbir zaman eliaçıklıktan kaynaklanmaz, yalnızca benliği doyurma arzusundan kaynaklanır."

"karşılıksız bir sevginin bilinçsiz hareketlerine katlanılabilir; insana keder ve iğreti bile verse. çünkü hakarette bir utku, mücadelede bir hoşluk vardır."

"genç kadına güçlü bir zincirle değil, koparıp bozmaktan acı duyduğu hoş bir iplikle bağlıydı."

"cisimlere renklerini verenin soğurdukları değil, yansıttıkları ışıklar olduğunu öğreniriz. aynı biçimde insanlar da kin ve düşmanlıklarıyla renklenirler. özellik olarak iyi niyet hiç dikkate alınmaz."

"anımsama bir beceri değil, bir hastalıktır; ve beklemekse biricik rahat biçiminde, inanç halinde, hemen olanaksız bir şey olduğu gibi, umut ve tali oluşumlar sayılan sabır, merak ve karar, zevk ve acı arasındaki sürekli bir dalgalanıştır."

"yapma olanağının sınırlanması, bundan zarar gören için kayıp değildi. bir şeye hiçbir zaman sahip olmamış bulunmak, o şeyden mahrum olmak anlamına gelmez."

"-beni ancak geçen gece gördünüz.
-bunun önemi var mı? yıldırım da işini çabuk görür."

"aşk koşullara boyun eğer."

"kadınlarda, erkeğin çözümleyemediği anlamsızlıklar içinde en tuhafı, kadının yalan olduğunu bildiği iltifatlara inanma konusundaki şaşılası özelliktir; elbette doğruluğundan emin olduğu eleştirilere karşı alabildiğine kuşkulu davranışı dışında."

"insanoğlu kendi kendisiyleyken bile, üstüne iki kez yazı yazılmış bir kağıt gibidir: bir görünen yazı vardır, bir de altta kalan yazı."

"moral gücünü tek yöne gitmeye ayıran birinin dönüş için gücü ve isteği kalmaz."

"aşk katı gündelik gerçeklerin arasındaki çatlaklarda filizlenir."

thomas hardy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder