14 Nisan 2009 Salı

iki başına yalnızlık

“Gözlerime bak” dedin.
Gözlerine baktım. Gözlerinde gözlerim. Gözlerinde gözlerimdeki gözlerin. Yalnızım. Gözlerinde gözlerimden başka bir şey yok.
“Elimi tut” dedin.
Elini tuttum, sıcacıktı. Elinde elim. Parmaklarında parmaklarım. Yalnızım. Elinde elimden başka bir şey yok.
“Konuş” dedin.
Konuştum. Hayallerimden bahsettim, çocukluğumdan, uzak ülkelerden, sessizliğin güzelliğinden. Gözlerinde gözlerim, elinde elim, kulaklarında sesim. Yalnızım.
“Sus” dedin.
Sustum. Önce sesim kayboldu. Elim elinden çekildi. Sonra gözlerim gözlerinden. Başımı omzuna dayadım.Uçup konan güvercinlere baktım. Güvercinler, uçup konan. Başım omzunda, sıcacık. Yalnızım.

Sen de yalnızsın. Düşündün; ama söylemedin. Dudağında kırık bir gülümseme, güvercinleri besledin. Sana baktım, yüzünün çizgileri apaçık ortadaydı. Konuştun, duymadım. Yalnızım. Yalnızsın.
Hava çok soğuktu. İyice sokuldum sana. Hoşuna gitmediğini bildiğim halde koluna girdim. Başım omzunda. Yaşlı bir ağacın altındaki bir banka oturduk. Ağaç yalnız, bank yalnız, biz yalnız. Sokak sessiz. Sen güvercinleri izledin, ben seni. Güneş yoktu. Ben bulutları izledim, sen beni. Şehrin üstündeki kederli örtüye sarındık. Bizi örttü. Elmayı ve armudu. İyiyi ve kötüyü. Umudu ve korkuyu. Sevgiyi ve öfkeyi. Sıcacık.

“Sev” dedin.
Sevdim. Sende sevgim. Sende sevgimdeki sen. Yalnızım. Sende sevgimden başka bir şey yok.

10.12.07

1 yorum:

  1. bu yazını sabah, öğle ve akşam olmak üzere 3 kere okudum. Üçünde de ayrı hüzünlendim...

    YanıtlaSil