6 Nisan 2009 Pazartesi

there is always hope.













bir çiçeğin en güzel koktuğu zaman solmaya en yakın olduğu zamandır.
kuşların şarkıları en iyi gecenin sessizliğinde duyulur.
ve deniz en sıcakken, mevsim sonbahardır.

istanbul film festivali'ni ikinci kez kaçırıyorum. geçen sene londra'daydım, bu sene izmir'deyim, seneye kimbilir neredeyim. birkaç sene önce nasıl heyecanla bilet aldığımı, tüm günlerimi taksim'de geçirdiğimi hatırlıyorum, özlüyorum üstelik. akbank sanat'ın yaptığı reklam da bir damla yaş parlattı gözpınarımda. 1 senede değişen ve değişmeyen şeyler üstüne düşündüm. 1 senede çok şey değişti ve hiçbir şey de değişmedi aslında. daha buruk, daha olgun, daha sessiz, daha sakinim. değişmeyen şey umut. küçülüyor, büyüyor bazen ama değişmiyor işte. birçok şey söylendi, birçok kez susuldu 1 senede. şaşkınlık, üzüntü, sevinç, pişmalık, özlem, nefret her türlü. ama değişmeyen şey umut.

elimde olmadan önünden geçtiğim apartmanlardaki kiralık ve satılık daireleri izliyorum. bir an bile olsa oralarda yaşamanın nasıl bir şey olacağını düşünüyorum. manzarayı, ışığın nasıl gireceğini odalara, tavanın yüksekliğini, evin kokusunu ve balkonları. bir ev düşlüyorum hep ve merak ediyorum hangi evde geçireceğimi ömrümü.

1 yorum:

  1. ilk cümleyi okuyunca aklıma dostoyevski'nin müthiş sözü aklıma geldi. ''İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır.''

    bu arada festival iyi geçiyor. vizelerim bitince daha güzel geçeceğine inanıyorum :)

    YanıtlaSil