15 Nisan 2009 Çarşamba

sevgilisinin doğumgünü hediyesini hazırlarken eli ayağına dolaşan bir adam düşünün,
ofiste çizgilerini renklendirmeye çalışan
kış ortasında güneş açmış olsun.
nice anlam yüklenmiş bir yüzük daraltılsın bir başka yerde
ölçü aldığı yüzüğü kızın hangi parmağına taktığına dikkat etmemiş olsun çocuk
serin bir yaz akşamı olsun o da.
yan yana oturmuş bir çift olsun, kumsalda
kumun içinde ayaklarıyla oynasınlar, gülerek
sımsıcak bir akşamüstü.
kıskançlığı, öfkeyi, hiddeti unutun
bir mum ışığı düşünün, titrek
el ele, diz dize, göz göze hep
herkesin bildiği, ama kimsenin anlamadığı bir dil konuşsun iki ağız
20 parmak kenetlenmiş olsun
aynı yastıkta farklı 2 saç
aynı tabakta 2 çatal ya da 2 tabak 1 kaşık
yer ve zamandan bağımsız
rio olsun, antananarivo ve/ veya İstanbul
karanlık ortaçağ ya da bugün-yarın olmazsa
bir tek pembe karanfil düşünün
sevdiceğe koşulan yolda buketten ayrılıp yere düşmüş
boynu kırık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder